Her Alanda En İyisi Olmak İçin...
Kutlubey OkullarıKutlubey OkullarıKutlubey OkullarıKutlubey Okulları
+90 (358) 218 99 66 kutlubey@kutlubeykoleji.k12.tr
Göllü Bağları Mh. Göllü Cd. No: 187 Merkez/AMASYA
Öğrenci Takip
Sistemi
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Misyonumuz
    • Yönetim Kadrosu
    • İK Politikası
    • Çözüm Ortaklarımız
    • Kurumsal Kimlik
    • Eğitim Kadrosu
      • Amasya Anaokulu
      • Amasya İlkokul
      • Amasya Ortaokul
      • Merzifon Anaokulu
      • Merzifon İlkokul
      • Merzifon Ortaokul
      • Lise Kampüsü
  • Kutlubeyde Eğitim
    • Dil Politikası
    • Değerlendirme Politikası
    • Kulüpler
    • Dersler
    • Rehberlik Birimi
    • Bursluluk Sınavı
  • Kampüslerimiz
    • Amasya Kampüsü
    • Amasya Lise Kampüsü
    • Merzifon Kampüsü
    • Kutlubey Kurs Merkezi
  • Veli Merkezi
    • Öğrenci Takip Sistemi
    • Yemek Menüsü
    • Okul Aile Birliği
  • Medya
    • Haberler
    • Duyurular
    • Etkinlikler
    • Başarılarımız
    • Fotoğraf Galerisi
    • Video Galerisi
    • Sanal Tur
  • İletişim

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK

    Anasayfa Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK

    "Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz."
    Mustafa Kemal ATATÜRK

    • Hayatı
    • İlkeleri
    • Devrimleri
    • Onuncu Yıl Nutku
    • Gençliğe Hitabe
    • Nutuk

    Hayatı– Atatürk Köşesi

    • 1881 Mustafa Selanik’te dünyaya gelir.
    • 1893 Mustafa Selanik’teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi “Kemal” verilir.
    • 1895 Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye başlar.
    • 1899 Mustafa Kemal İstanbul’da Harbiye’nin hazırlık sınıfına başlar.
    • 1902 Mustafa Kemal Harbiye’den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine devam eder.
    • 11 Ocak 1905 Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olur ve Şam’da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam’a gönderilir.
    • Ekim 1906 Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam’da “Vatan ve Hürriyet” adıyla gizli bir dernek kurarlar.
    • Eylül 1907 Mustafa Kemal Üçüncü Orduya tayin edilir ve Selanik’e gönderilir.
    • 13 Eylül 1911 Mustafa Kemal İstanbul’daki Genel Kurmaya tayin edilir.
    • 9 Ocak 1912 Mustafa Kemal Libya’daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.
    • 25 Kasım 1912 Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine atanır.
    • 27 Ekim 1913 Mustafa Kemal Sofya’ya Askeri Ataşe olarak atanır.
    • 25 Nisan 1915 İttifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur.
    • 9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir.
    • 1 Nisan 1916 Mustafa Kemal Tuğgeneralliğe terfi eder.
    • 6-7 Ağustos 1916 Mustafa Kemal Bitlis ve Muş’u düşmandan geri alır.
    • 31 Ekim 1918 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur.
    • 30 Nisan 1919 Mustafa Kemal Erzurum’da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle Müfettiş olarak atanır.
    • 16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal İstanbul’u terkeder.
    • 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Samsun’a ayak basar.
    • 8 Temmuz 1919 Mustafa Kemal gerek Üçüncü Ordu Müfettişliği görevinden gerekse ordudan istifa eder.
    • 23 Temmuz 1919 Mustafa Kemal Erzurum Kongresi Başkanlığına getirilir.
    • 4 Eylül 1919 Mustafa Kemal Sivas Kongresi Başkanlığına getirilir.
    • 27 Aralık 1919 Mustafa Kemal İcra Heyeti ile Ankara’ya gelir.
    • 23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisini açar.
    • 11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal İstanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir.
    • 5 Ağustos 1921 Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandan olarak atanır.
    • 23 Ağustos 1921 Türk birliklerinin Mustafa Kemal tarafından yönetildiği Sakarya savaşı başlar.
    • 19 Eylül 1921 Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal’e Mareşal rütbesi ile Gazi unvanını verir.
    • 26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu Kocatepe’den yönetmeye başlar.
    • 30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa Dumlupınar savaşını kazanır.
    • 10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal İzmir’e girer.
    • 1 Kasım 1922 Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal’in Hilafetin kaldırılması Yönündeki önerisini kabul eder.
    • 14 Ocak 1923 Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım İzmir’de vefat eder.
    • 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilmesi ve Gazi Mustafa Kemal’in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi.
    • 24 Ağustos 1924 Gazi Mustafa Kemal İstanbul Sarayburnu’nda ilk kez şapka giyer.
    • 9 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal Sarayburnu’nda yeni Türk Alfabesi ile ilgili konuşma yapar.
    • 12 Nisan 1931 Gazi Mustafa Kemal Türk Tarih Kurumunu kurar.
    • 12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal Türk Dil Kurumunu kurar.
    • 16 Haziran 1934 Büyük Millet Meclisi bir yasa geçirerek Gazi Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını verme kararı alır.
    • 10 Kasım 1938 Atatürk vefat eder.

    İlkeleri – Atatürk Köşesi

    Cumhuriyetçilik
    Kemalist devrimler siyasi bir devrim niteliğindedir ve çokuluslu bir imparatorluktan Türkiye ulus devletine geçiş gerçekleştirilmiş ve böylece Modern Türkiye’ nin ulusal kimliği kazandırılmıştır. Kemalizm Türkiye için yalnızca Cumhuriyet rejimini tanımaktadır. Kemalizm insanların arzularını yerine getirebilecek yegane rejimin cumhuriyet rejimi olduğuna inanmaktadır.

    Halkçılık
    Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Kemalist Devrim ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşımaktaydı. Bu devrim seçkin bir grup tarafından genel olarak halka yönelik bir biçimde gerçekleştirilmişti. Kemalist Devrimler, özellikle İsviçre Medeni Kanunu olmak üzere batı kanunlarının Türkiye’ de uygulamaya konmasıyla birlikte kadınların statüsüne kökten değişiklikler getirmiştir. Üstelik, 1934 yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme hakkını almışlardır. Atatürk çeşitli ortamlarda Türkiye’nin gerçek Yöneticilerinin köylüler olduğunu söylemiştir. Aslında bu durum Türkiye için bir gerçek olmaktan çok bir hedef niteliğindeydi.Gerçekte, halkçılık ilkesi için yapılan resmi açıklamada Kemalizmin sınıf ayrıcalıklarına ve sınıf farklılıklarına karşı olduğu ifade edilmekte ve hiçbir bireyin, ailenin, sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul etmiyordu. Kemalist ideoloji, aslında, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir fikre dayanmaktaydı. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri, onların daha fazla çalışmaları için gerekli psikolojik teşviki sağlayacak, birlik fikri ve ulusal bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olacaktı.

    Laiklik
    Kemalist laiklik yalnızca devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına gelmiyor, ayrıca dinin eğitim, kültürel ve yasal konulardan da ayrılması anlamını taşıyordu. Laiklik, düşünce özgürlüğü ve kuruluşların dini düşünce ve dini kuruluşların etkisinden bağımsız olmaları anlamına geliyordu. Böylece, Kemalist devrim ayrıca laik bir devrim idi. Kemalist devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek amacıyla yapılmış ve diğer birçoğu ise laikliğe ulaşılmış olması nedeniyle gerçekleştirilebilmiştir. Kemalist laiklik ilkesi Tanrı karşıtı bir ilke değildi. Bu akılcı ve dini siyasettir dışında tutan bir ilke idi. Bu Kemalist ilke aydınlanmış İslam’a değil, çağdaşlığa karşı olan Müslümanlığa karşısındaydı.

    Devrimcilik
    Atatürk’ün ortaya koyduğu en önemli ilkelerden birisi de reformculuk veya devrimcilikti. Bu ilkenin anlamı Türkiye’nin devrimler yaptığı ve geleneksel kuruluşlarını modern kuruluşlar ile değiştirmiş olduğu idi. Geleneksel kavramların iptal edildiği ve modern kavramların benimsendiği anlamına geliyordu. Devrimcilik ilkesi, yapılmış olan devrimlerin tanınmalarının çok ötesine geçti.

    Milliyetçilik
    Kemalist devrim ayrıca milliyetçi bir devrim idi. Kemalist milliyetçilik ırkçı bir yapıda değildi. Bu devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve ayrıca Cumhuriyetin siyasal yönden gelişmesi idi. Bu milliyetçilik, tüm diğer milletlerin bağımsızlık haklarına saygılı idi. Yine bu milliyetçilik, sosyal içerikli bir milliyetçilikti. Yalnızca anti – emperyalist değil, aynı zamanda gerek hanedan yönetimine gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine karşı olan bir milliyetçilikti. Kemalist milliyetçilik, Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır.

    Devletçilik
    Kemal Atatürk yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye’nin bir bütün olarak modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye önemli ölçüde bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, devletçilik ilkesinin de devletin ülkenin genel ekonomik faaliyetlerini düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği alanlara veya özel sektörün yetersiz kaldığı alanlara veya ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara yine devletin girmesi gerektiği anlamında yorumlanmaktadır. Ancak, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet yalnızca ekonomik faaliyetlerin temel kaynağını teşkil etmemiş, aynı zamanda ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur.

    Devrimleri – Atatürk Köşesi

    Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimciydi. O dönemlerde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi çok önemli idi. Mustafa Kemal ülkesindeki yaşamı modernize etmiştir. Atatürk 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiştir. Tüm bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştı.
    Harf Devrimi
    Atatürk’ün gerçekleştirmiş olduğu en önemli devrimlerden birisi, Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. 3 Kasım 1928 tarihinde, yeni Türk Alfabesi kabul edilmiştir.
    Kıyafet Devrimi
    Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başladılar. Erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladılar.
    Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi
    1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine ihtiyacı vardı. Atatürk, Şeriat Kanununun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasının yerine ise İtalyan Ceza Yasasını getirmiştir. Türk Hukuk Sistemi ise tüm çağdaş gereksinimler Çerçevesinde modernize edilmiştir.
    Öğrenimin Laikleştirilmesi
    19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmaktaydı. Atatürk İslami eğitim veren medrese sisteminin yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini gördü. Bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerekliydi. Böylece, mevcut sistem değiştirilerek 1933 yılında bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir.
    Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar
    Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmıştır. Böylece kabul edilmiş olan medeni kanun gereğince bundan böyle kadınlar da erkeklere tanınan haklara sahip olacaklar, resmi görevlere atanabilecekler, oy verme ve Millet Meclisine seçilebilme hakkına sahip olabileceklerdir. Tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır.
    Atatürk’ün Türk Tarihi ile ilgili Çalışmaları
    Kültürel alanda bir tür milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, Atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu kurdu. Burada, Türkiye Tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bunların dışında, Yeni Takvim, Ağırlıklar ve Ölçüler, Tatiller ve Soyadı Kanunu gibi diğer birçok devrimler de gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki bazı örnekler arasında 1924 Hafta sonu Yasası, 1925 Uluslararası Zaman ve Takvim Sistemi, 1926 Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu, 1933 Ölçü Sistemleri ve 1934 Soyadı Yasası sayılabilir. 1932 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen yasa gereğince Türkler soyadı aldılar ve Milletin liderine de “Türklerin Babası” anlamına gelen Atatürk soyadı verildi .

    Onuncu Yıl Nutku – Atatürk Köşesi

    Türk Milleti!
    Kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkara ne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır. Büyük Türk Milleti, On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş doğacaktır.
    Türk Milleti!
    Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
    Ne mutlu Türküm diyene!
    Ankara, 29 Ekim 1933
    YENİ TÜRKÇE
    Türk Ulusu!
    Kurtuluş Savaşı’na başladığımız 15’inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
    Yurttaşlarım!
    Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır. Büyük Türk Ulusu! Onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaat eden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk Ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki gelişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
    Türk Ulusu!
    Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
    Ne mutlu Türküm diyene! 29 Ekim 1933
    CUMHURİYETİN 10.YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE ATATÜRK’ ÜN NUTKU
    ORJİNAL 

    Gençliğe Hitabesi – Atatürk Köşesi

     

    “Sayın baylar, sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım. Baylar, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uygarlığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.”
    Ey Türk gençliği ! Birinci ödevin ; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır . Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller bulunacaktır . Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar , bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler . Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin gençliği! İşte, bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır ! Bunun için gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!
    M.K.ATATÜRK Söylev’ den , 20 Ekim 1927

    Nutuk – Atatürk Köşesi

    Nutuk, yeni Türkiye devletinin yazılan ilk tarihidir. Yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yaptığı tarihi gelecekteki Türk insanına tanıtabilmek amacıyla bu kitabı kaleme almıştır. 

    Nutuk, yeni Türkiye Devletinin nasıl kurulduğunu merak eden tüm insanlarımızın okuması gereken bir başucu eseridir. Bundan dolayı siyasi yaşantımızda olduğu kadar, devlet felsefesinde de kullandığımız en baş eserdir.

    Bedi Yazıcı tarafından günümüz Türkçesi ile hazırlanan (1995), 624 sayfalık bu eseri PDF dosyası olarak indirmek isterseniz lütfen tıklayınız: NUTUK 
    Sayfanın bir tarafında esas metni, diğer tarafında ise günümüz Türkçesine çevrilmiş halini görebilirsiniz (boyut 3.4 MB’dir).

    NUTUK Hakkında Kısa Bilgi

    Nutuk, yeni Türkiye devletinin yazılan ilk tarihidir. Yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yaptığı tarihi gelecekteki Türk insanına tanıtabilmek amacıyla bu kitabı kaleme almıştır.
    Nutuk 1919’dan başlayarak 1927 ye kadar olan tarih dilimini incelemektedir. Bu dönem üç bölümde ele alınmıştır.

    1. Kuva-i Milliye (Ulusal güçler) Dönemi:
    Nutukta yeni Türkiye Devletinin kuruluşu anlatılmaktadır. Yeni Türk devletinin kurulmasındaki maksat da şu şekilde açıklanmıştır: Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu da tam bağımsız olmakla sağlanabilir. “Ne kadar zengin olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan ileriye gidemez.” demiştir ve Mustafa Kemal Atatürk şu sözleri söylemiştir “Türkün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksektir. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.” diyerek kurtuluş isteyenlerin parolasının “Ya bağımsızlık ya ölüm olduğunu “ söylemiştir.
    Burada devlet kurmanın zorlukları görülmektedir. Atatürk Samsun’a çıktığı anda ülkenin genel durumu; Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk savaşta yenilmiş Osmanlı Ordusu zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes imzalanmış, ulus yorgun ve bitkin bir durumda, ulusu ve ülkeyi savaşa sürükleyenler yurttan kaçmış, padişah ve halife kendini ve tahtını koruyacak alçakça önlemler araştırmakta, hükümet yüzsüz, onursuz, korkak, ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta, yurdun dört bir yanındaki topluluklar devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlardı. Bu şekilde açıkladıktan sonra ulus egemenliğine dayanan kayıtsız şartsız yeni bir devleti kurmak için izlediği politikayı, karşılaştığı güçlükleri bunalımları ve çatışmaları anlatmaktadır. Bu haliyle Nutuk, sömürgeci devletlerin altında yaşayan uluslara kurtuluş yolunu gösteren bir yapıt özelliği taşımaktadır.
    2. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi:
    Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açılmış ve o günden sonra tüm askeri ve sivil makamların ulusun başvuracağı en yüce katın Meclis olacağını halkına bildirmiş ve Meclis, Mustafa Kemal Atatürk’ün açık ve gizli oturumlardaki açıklamaları ve konuşmalarından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçmiştir.
    3. Cumhuriyet Dönemi :
    Atatürk, İsmet Paşa ile birlikte bir yasa tasarısı hazırlamıştır. Bu tasarıdaki 20 Ocak 1921 tarihli anayasanın devlet biçimini saptayıp maddelerini değiştirerek birinci maddenin sonuna “Türkiye Devletinin Hükümet biçimi Cumhuriyettir” cümlesini ekleyerek maddeyi değiştirmiş ve yapılan Meclis toplantısında Anayasanın Değiştirilmesi ile ilgili maddenin görüşülmesi kabul edilmiştir. Toplantı sonunda yasa birçok milletvekilinin “Yaşasın Cumhuriyet” söylemleri ile kabul edilmiş ve böylece 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine geçilmiştir. Oylamada Mustafa Kemal Atatürk toplantıya katılan yüz elli sekiz kişinin tümünün oylarını alarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

    Nutuk sömürge ulusların bağımsızlıklarını kazanmaya yardımcı olacak bir program niteliğindedir. Bu eser okunduğunda Türk Kurtuluş Savaşının bir askeri savaş olduğu kadar bir düşünce savaşı da olduğu görülmektedir.
    Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk’ün halkına verdiği bir hesap pusulasıdır. Çünkü ulusal kurtuluş savaşı boyunca o halkıyla birlikte olmuştu ve halkına “Hayat demek savaş ve çarpışma demektir. Hayatta başarı, yüzde yüz savaşta başarı kazanmakla elde edilebilir. Bu da manevi ve maddi güce dayanır. İnsanların uğraştığı tüm sorunlar, karşılaştığı tüm tehlikeler, elde ettiği başarılar toplumca yapılan genel savaşın dalgaları içinde doğar.” sözlerini söylemiş ve halkından can istemiş, halk seve seve vermiş, mal istemiş, halk seve seve vermiştir. Bunlar nerede, nasıl, niçin, harcanmış ? Nutuk halkın kafasındaki bu sorulara da açıklık getirmiştir.
    Türk halkından alınan canın ve malın ülkenin işgalinden, ulusun kölelikten kurtularak onurlu, bağımsız, çağdaş bir devlet ve toplum olarak yaşaması için harcandığını belgeleriyle açıklamaktadır. Atatürk bu eserinde, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalışmış ve Türk gençliğine bıraktığı kutsal armağanı şu sözlerle noktalamıştır; “Bu uzun ve ayrıntılı sözlerim tarihe mal olmuş bir devrin öyküsüdür, burada ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtmiş isem kendimi mutlu sayacağım” demiştir.

    Nutuk, yeni Türkiye devletinin nasıl kurulduğunu merak eden tüm insanlarımızın okuması gereken bir başucu eseridir. Bundan dolayı siyasi yaşantımızda olduğu kadar, devlet felsefesinde de kullandığımız en baş eserdir.

    Bedi Yazıcı tarafından günümüz Türkçesi ile hazırlanan (1995), 624 sayfalık bu eseri PDF dosyası olarak indirmek isterseniz lütfen tıklayınız: NUTUK 
    Sayfanın bir tarafında esas metni, diğer tarafında ise günümüz Türkçesine çevrilmiş halini görebilirsiniz.
    (boyut 3.4 MB’dir)

    Kutlubey Okulları

    Öğrencilerin kişisel gelişimlerini ve yeteneklerini ön planda tutan eğitim anlayışıyla; uluslararası standartlarda birer dünya vatandaşı olmalarını amaç edinen KUTLUBEY OKULLARI 2011 yılında Amasya’da kurulmuştur.

    Kurumsal

    • Hakkımızda
    • Misyonumuz
    • Yönetim Kadrosu
    • İK Politikası
    • Kurumsal Kimlik

    Kutlubey Medya

    • Haberler
    • Duyurular
    • Etkinlikler
    • Başarılarımız
    • Fotoğraf Galerisi

    Veli Merkezi

    • Öğrenci Takip Sistemi
    • Yemek Menüsü
    • Okul Aile Birliği
    +90 (358) 218 99 66
    kutlubey@kutlubeykoleji.k12.tr
    Copyright 2022 Kutlubey Okulları | Her Hakkı Saklıdır | Design By Grafikir Creative™
    Powered By: Modeser
    • Anasayfa
    • Kurumsal
      • Hakkımızda
      • Misyonumuz
      • Yönetim Kadrosu
      • İK Politikası
      • Çözüm Ortaklarımız
      • Kurumsal Kimlik
      • Eğitim Kadrosu
        • Amasya Anasınıfı
        • Amasya İlkokul
        • Amasya Ortaokul
        • Merzifon Anaokulu
        • Merzifon İlkokul
        • Merzifon Ortaokul
        • Lise Kampüsü
    • Kutlubeyde Eğitim
      • Dil Politikası
      • Değerlendirme Politikası
      • Kulüpler
      • Dersler
      • Rehberlik Birimi
      • Bursluluk Sınavı
    • Kampüslerimiz
      • Amasya Kampüsü
      • Amasya Lise Kampüsü
      • Merzifon Kampüsü
      • Kutlubey Kurs Merkezi
    • Veli Merkezi
      • Öğrenci Takip Sistemi
      • Yemek Menüsü
      • Okul Aile Birliği
    • Medya
      • Haberler
      • Duyurular
      • Etkinlikler
      • Başarılarımız
      • Fotoğraf Galerisi
      • Video Galerisi
      • Sanal Tur
    • İletişim
    • ATATÜRK Köşesi
    Kutlubey Okulları